#bikiniyleplankyapıyorum

Sevgili bikini şu kısacık ama bol koşturmacalı günlerden nasıl olup da spora vakit ayırabiliriz deyuu düşünmüş etmiş.Çok güzel bi program hazırlamış.Ben de hem çalışan hem çocuklu bir bağyan olarak bu dertten muzdarip olduğumdan hemen otlandım tabiki de.Detaylara http://bikiniprojesi.blogspot.com/2013/11/bikininin-plank-ile-imtihan.html dan ulaşabilirsiniz.

İşte takvim. Ben yarın başlicam bana ne.Bugün pazar ve ben tüm hücrelerimle tatil modundayım.Zaten de hastalıktan yeni çıktım.

lets do this

Haftanın ikinci en güzel gününden selam vermek istedim.Hayır kesinlikle yazmaya üşendiğimden  değil valla..:D
En güzel gün tabiki de cuma. Cumaları modum şöyle oluyor.

Hafta içi "eye of the tiger" eşliğinde bi gazla gidiyordu Pazartesi, salı metabolizma çayımı yaptım,proteinlerimi yedim.Salı, çarşamba 40 ar dakka yürüdüm.3 günde karnım indi kilom da indi.Derken perşembe günü sen ateşlen,hastalan,her yerim dökülüyor böyle.Yürüyecektim ne güzel yürüyemedim.Hiç bişi yapamadım,yiyemedim de.Neyse cuma günü ayaklandım.Mini mini birlerim için okula gittim.Bu sene gitmemezlik yapamam.Annemler geldiler cuma günü.Kilom 71 den 70 e düştü.Amma velakin annemler bi araba dolusu yiyecekle gelmişler :D
Meyveler,çerezler,lokumlar,kurabiyeler ve daha fazlası da var ama aklıma gelmedi şuan gidip mutfağa bakmaya da üşendim.
Bu hafta zor bir hafta olacak.Onca sevdiğim şey önümde.Napçam bilmiyorum.Okulda zümrem var hande.Benle aynı  boyda belki daha uzundur ben 170 im bu arada.O 56 kilo.Manken gibi kız deyim yerindeyse.Ondan tüyo kapmaya çalışıyorum çaktırmadan.Akşamları çoğu zaman çorbayla geçiştiriyormuş.Anacım boşa zayıf değil bu zayıflar.Yiyip yiyip zayıf kalmak diye bişi yok bence.
Hadi bakalım,mutlu bi pazar sonrası güzel bi hafta olsun inşallah.kilo almadan geçer inşallah sübaneke dinimiz amin.

yine yeniden

Herkese iyi akşamlar.
Motivasyonumun bozulduğu,artık kafamdaki diyet düşüncesinden yıldığım zamanlarda blog civarından nasıl tüydüğümü biliyorsunuz.Gene tüydüm gene tüydüm..Bu arada blogları takip ettim tabiki de.Skinny'nin dukandaki istikrarını,pikininin bayram sonrası yaşadıkları ve ultra faydalı ölçüp biçme yazısı,terazinin almanya yolculuğu,fitiz'in ev dağınıklığından şikayetleri ki aynen katılıyorum ve yoğun hayatı,falan hep takipteyim anacım.
Mutfakta metabolizma çayım kaynıyor,yarın start veriyorum tekrardan.Bu arada cuma akşamı yemekten sonra 71 kilo idim.Haftasonu karbonhidratın dibine glisemik indeksin tepesine vurdum.tartılmadım.
Bu arada hayatım okula başladıktan sonra o kadar koşuşturmaca oldu ki; spor yapmaya fırsat bulamıyorum.Ama spor yapmasam da yediklerime dikkat ettiğimde tartıya olumlu yansıyor.Ah işte haftasonları boğazımı tutabilseydim,şimdiye çoktan 69 falan olmuştum.Spor yapmak istiyorum artık yaa..Çocuğu doktora götür getir işleri,misafirler falan oldu.zaten okula da gidiyorum.E bi de ev işleri falan spor kaynıyor yaa höff.
Sizlere motivasyon olması açısından tülin şahin'in zayıflama hikayesi ile ilgili röportajını ekliyorum.Ben kendisini çok beğeniyorum.
 
 


Onu Sivaslı Cindy lakabı ile tanıdık.O Danimarka’dan,Türkiye’ye geldiğinde 48 kiloydu daha sonra 78 kiloya çıkan Tülin Şahin,42 beden olduğu için podyumlardan uzaklaşma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. 27 kilo vererek tekrar nasıl 48 kiloya indiğini, bu süre içinde hayatındaki değişiklikleri, “Siz hâlâ diyet mi yapıyorsunuz?” adlı kitabında anlattı.
Tülin Şahin’e göre;“Kadınlar diyetten diyete atlamasın, sağlıklı beslensinler, pozitif düşünsünler. Kilo vereceklerine inanıp inat etsinler.”

Diyet uzmanları sağlıklı beslenen ve buna önem veren kişilerin bu konularla ilgili kitap yazmasına tepki gösterir… Mesela Ebru Şallı pilates yüzünden çok eleştirildi. Siz de bu ya da bir önceki kitap için tepki aldınız mı, eleştiriler nasıl oldu?
Hayır, herhangi bir tepki almadım. Zaten kitap kişisel tecrübelerimden, yaşadıklarımdan oluşuyor. Birinci kitabım “Kral, prens ve fakir”i yazarken bir diyetisyenden görüş almıştım.

Kilonuz bu kadar artana kadar neden önlem almadınız? 20’nci kiloda neden zayıflamaya çalışmadınız?Her şey o kadar hızlı oldu ki, kontrol edebilme şansı bulamadım. Adaptasyon sorunu yaşadım.

1999 yılında tartıya çıkıp da 75 kilo olduğunuzu gördüğünüzde gerçekten ne hissettiniz?Hep pozitif düşündüm. Kilo vermeyi de bu sayede başardım. Zaten kitabımı okuyanlar ya da okuyacaklar bunun detaylarını görmüşlerdir ya da göreceklerdir. Diyette en önemli şeyin pozitif düşünce şekli olduğunu anlatıyorum kitabımda.

Kitapta podyum arkasındaki sağlıksız beslenme koşullarından söz ediyor, bu yüzden kilo aldığınızı anlatıyorsunuz… Yağlı poğaçalar, yemekler… Neden böyle bir sistem var sizce?
Bunlar 10 yıl önceydi. Yeme içme alışkanlıkları artık daha sağlıklı hale geldi. Podyum şartlarıyla Türkiye’deki genel yeme içme alışkanlıkları aynı.
En iyisi Türk mutfağı, her yemekte bol bol yoğurt yerim

Her gün hiç aksatmadan yediğiniz yiyecekler neler?
Her gün yediklerim değişebiliyor doğal olarak ama herhalde hiç aksatmadığım, kahvaltıda yediğim ekmeklerdir. Yemeğimin yanında mümkünse bol bol yoğurt tüketmeye özen gösteririm.

Hiç yemediğiniz ve önermediğiniz yiyecekler hangileri?
Dört beyaz yani beyaz ekmek, şeker, tereyağı ve tuz en büyük düşmanımız. Çay ve kahveye şeker koymayın. İçeceğinizle birlikte kurabiye ya da bisküvi yemek isteyebilirsiniz. Ama bunların ikisinden birini tercih etmelisiniz. Eğer çayınıza illa ki şeker koyacaksanız o zaman bisküvilerden, kurabiyelerden vazgeçin. Çaya ikiden fazla şeker atanlara inanamıyorum.

Türk mutfağını öneriyorsunuz… Neden?
Evet, çünkü Türk mutfağının gerçekten sağlıklı olduğuna inanıyorum. Akdeniz ülkesi olduğumuz için her dönem istediğimiz meyve ve sebzeyi bulabiliyoruz. Bu da doğal olarak mutfağımıza yansıyor.

Bisiklete binmeyi neden vazgeçilmez görüyorsunuz?
Bisikletin sadece vücuda değil ruha da faydası var. Birincisi kondisyonumuz için çok iyi. İkincisi kalça, popo, bacaklar için birebir. Artı çok keyifli. Sahilde bisiklete binmek benim için en büyük lüks. Hem spor yapmış hem de tüm iş stresimi atmış oluyorum. Anadolu yakasında oturuyorum ve buradaki uzun bisiklet parkurunda her gün bisiklete biniyorum.

Kilo verene kadar da her istediğinizi yediniz mi, yenilebilir mi?
27 kilo verdiğim dönemde de kesinlikle şunu yemedim diyebileceğim bir şey yok. Belirli düzen ve saatte miktarları çok olmamak kaydı ile her şeyi yedim.
Sabahtan akşama doğru hafifleyen bir tempo ile olmak kaydı ile. Ancak şunu da belirtmekte fayda var, tam yağlı peynirler, beyaz un, kızartmalar, çok ağır tatlılar gibi yiyeceklerden uzak durduğumu söylemeliyim.
Her şeye rağmen kiloluysanız tabak haritası yapın
Çok sıkı diyet yaptıkları halde kilo veremeyenler var…
Bunun nedeni genellikle yiyecekleri doğru kombinleyemek. Tabağın bir koreografisi/haritası olması gerekiyor. Uzmanların önerisine göre bir yemek tabağının yarısında salata veya sebze, çeyreği ise karbonhidrat veya bir deste kağıt büyüklüğünde proteinden oluşmalı. Ama ben bunu tam uygulayamıyorum. Tabağın yarısını sebze veya salata yarısını balık ya da tavuk olarak hazırlıyorum diğer örneğini de diğer öğünde yiyorum.

Diyete ilk başladığınızda 2 ayda 10 kilo vermişsiniz… Nasıl oldu bu?
Diyete başladığım ilk zamanlarda evden çıkmadan önce sıkı bir kahvaltı yapıyor öğlenleri kepekli sandviç yiyordum. Akşamları ise zeytinyağlı… Bu süre içinde gideceğim semte bir kilometre kala iniyordum arabadan, yürüyordum. Böyle basit bir programla iki ay içinde baktım ki 10 kilo vermiştim. Sonraki ayda 5 kilo daha verdim. Üç ayda tam 15 kilo gitmişti. Geriye kalan kilolarımı da 1 yıl içinde yavaş yavaş verdim.
3 ana 3 ara öğünü atlamayın, 5 meyve yiyin
Tülin Şahin “Siz hâlâ diyet mi yapıyorsunuz?” kitabında ara öğünler ve sporun önemine dikkat çekiyor.
Benim diyetim/sağlıklı beslenmem, altı öğünden oluşuyor. Üç ana, üç ara öğün arasında ise 1,5 saat var. Ara öğünler gün içinde kan şekerimizi aynı seviyede tutmaya yardımcı oluyor. Ara öğünleri atlarsanız bir anda enerjiniz düşer ve gördüğünüz her şeyi yersiniz.

Ara öğününüz küçük, pratik ve doyurucu olmamalı. 1.5 saat sonraki öğüne kadar tok tutması yeterli.
Diyet için en önemli malzemeler sabır, inat, inanç, istikrar, kendine güven ve saygı.
Ara öğünlerde çantanızda da taşıyabileceğiniz yiyecekleri yiyebilirsiniz. Küçük paket yoğurt, mevsim meyveleri, küçük bir çikolata, sade kraker, 100 gram kuruyemiş, kepek ekmekli küçük bir sandviç.
En çok önerdiğim sporlar yürüyüş, bisiklete binmek ve merdiven çıkmak… 50 dakika yürüyüş 225 kalori yakmanızı sağlar. Su jimnastiği de yapıyorum, 60 dakikada 480 kalori yakmış oluyorum. 45 dakika ev temizliği yapmak ise 173 kalori yakmanızı sağlar.

Günde en az beş sebze, beş meyve tüketin. Çantamda elma bulundururum. Özellikle yeşil elmanın kokusu insanı rahatlatır ve stresini azaltır.

Regl döneminde mümkün olduğunca sağlıklı beslenmeye devam etmekte fayda var. Kadınlar bu dönemde haklı olarak abur cubura yönelirler. Canınız abur cubur istediğinde elinizin altında bir light yoğurt, karışık kuruyemiş, küçük bir paket dondurma veya meyve olsun. Ya da süt kaynatıp içine bitter çikolata atıp o şekilde içmelisiniz. Kramplara iyi gelecektir.
Kadın kıvrımlarıyla güzeldir. 48 kilo olduktan sonra kıvrımlarımın yok olduğunu fark ettim ve 50-51 kiloya çıktım. Şimdi bu kilomdan daha memnunum.
Şeffaf poşet yöntemi uygulayın midenize ne yaptığınızı görün

Şeffaf poşet bölümü çok dikkatimi çekti… Bu yöntemi nereden buldunuz?
Okulda öğrenmiştim… O yıllardan aklımda kalan bir örnek. “Şeffaf poşet mide” yöntemini, ısrarla diyet yapmayan ve sağlıklı beslenmek istemeyenler için öneriyorum. Bir gün yediğiniz her şeyden yani midenize giden her şeyden bir parçayı içini görebileceğiniz şeffaf bir poşete atın. Böylece her gün midenize ne yaptığınızı o şeffaf poşete bakarak anlayabilirsiniz. Bu biraz zorlayan bir yöntem. İnsanların midesi bulanabilir ama kendilerine ne yaptıklarını görmeleri için gerekli. Kendime uygulamadım, buna gerek kalmadı ama yapanlar eski yeme alışkanlıklarını bıraktı.

Çantamda yiyeceklerle dolaşıyorum
Çantamda mutlaka ara öğünlerimi taşırım. Mesela küçük bir paket karışık kuruyemiş (tuzsuz badem, ceviz, kuru üzüm, beyaz leblebi), bir elma veya Alman ekmeğinden yapılmış küçük bir sandviç ve mutlaka çikolata. Çünkü ara öğünler çok önemli. Atlatılmaması gerekir. Gün boyunca kan şekerimizi sabit tutan şey bu ara öğünler. Bu yüzden aksatmamaya çalışırım. Ve genelde çantamda taşırım.
Elimde olsa her gün Boğaz Köprüsü’nü bisikletle geçerim
Elimde olsa her gün Boğaz Köprüsü’nü bisikletle geçerim. Yaz kış 12 kilometre bisiklete biniyorum (25 dakika) ya da yürüyüş yapıyorum (90 dakika). Ardından 15 dakika power plate yapıyorum. Bazen ise bir saat aqua gym (su jimnastiği). Tüm bu sporların hepsini bir haftaya yayıyorum. Sporsuz bir hayat düşünemem. Sadece mesleğim gereği değil. Kaliteli yaşam, güzel, iyi, sağlıklı, huzurlu yaşamak ve yaşlanmak için bu yolu seçtim.

10 ALTIN KURAL
Her fırsatta merdiven çıkın. Merdiven çıkmak popoyu sıkıştırmanın en iyi yoludur
İstediğinizi yiyin ama porsiyonlarınız küçük olsun.
Zayıflayana kadar, zayıf olduğunuzu hayal edin.
Spor haricinde de bol bol, her fırsatta yürüyün.
Yemek yedikten sonra beyinden doyma sinyali 20 saniye sonra gelir, bekleyin.
Ne olursa olsun ben bunu başaracağım diye düşünün. İnanmak başarmanın yarısıdır.
Sürekli “kilo vereceğim” düşüncesiyle kendinizi yiyip bitirmeyin.
Elinizi oyalayın. Abur cubur yemek istediğinizde dergi, kitap okuyun, bulmaca çözün, örgü örün. Televizyon izlemek yerine açık havada yürüyüş yapın.
Bir şey yemek istediğinizde “gerçekten aç mıyım?” diye düşünün.
Yemeğinizi yavaş yiyin. Her lokmayı 20-22 kere çiğneyin.